İl Müdürümüz Mehmet KARAYILAN yaptıkları açılış konuşmasında asıl gayelerinin ilimizde hayvancılık ile uğraşan insanlara nasıl faydalı olup, eğitimler verileceğinin olduğunu ve bu doğrultuda Prof. Dr. Kenan PEKER , Prof. Dr Birol DAĞ, Prof. Dr Hüseyin ERDEM sempozyum boyunca katılımcılara bilgilendireceklerini ifade ettiler.
Süt Üreticileri Birliği, Nurdağı Ziraat Odası Başkanlığı, Lara Hayvancılık, Hamidiye Hayvancılık, Ceylan Hayvancılık, Antep Fıstığı Araştırma İstasyonu Müdürü, İpekyolu Kalkınma Ajansı ve Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası yetkilileri , Damızlık Koyun Keçi Birliği Başkanı sırasıyla söz aldıkları konuşmalarında teşekkür ettiler ve bu tür organizasyonların daha sıklıkla yapılması gerektiği konusunda temennilerini dile getirdiler.
Ceylan Hayvancılık Yetkilisi Mehmet SATIL, 2008 yılında ilimizdeki soğutulmuş hijyen süt miktarının 1,5 ton miktarını bile bulmadığını ancak Bakanlığımızın GAP Eylem Projesindeki hibe destekleri ile günümüzde bu rakamın 500 ton civarında olduğunu belirttiler. İlimizin GAP Eylem Projesindeki en başarılı illerden birisi olduğunu ifade ettiler ve 2014 yılı kuraklık afeti kapsamında Ziraat Bankasının borç erteleme işlemleri ile ilgili olarak İl Müdürlüğümüzün vermiş olduğu destek için teşekkür ettiler.
Prof.Dr. Kenan PEKER: Tüm katılımcıları selamladıktan sonra, Gaziantep'te sözün az icraatın fazla olduğunu dile getirerek eğitime başladılar.
Tarım ve Hayvancılığın projelendirilmesi ve Geliştirilmesi konularında çalışmalar yürüttüklerini son dönemde bu konuda AB projesi tamamladıklarını, hem pratikte hem teoride çalışmalar yürüttüklerini, bilgi ve tecrübelerini katılımcılarla paylaşmak istediklerini belirttiler.
Gaziantep'te büyük bir soğuk süt arzının oluştuğunu, kurumsal yapıya kavuşmuş büyük firmaların işi profesyonelce yapmaya çalıştıklarını ifade ettiler.
İlimizde okul sütü konsorsiyumunda yer alan şirketlerin olmadığını, oysaki piyasada 7-8 tane ciddi büyüklükte firmanın bulunduğunu, okul sütü projelerinde yerel firmaların olmasının çok iyi bir başlangıç olacağını ve bu yapılırken çok sayıdaki küçük üreticilerde kümelenme olayına girilmesi gerektiğini dile getirdiler. Gaziantep ilinin tarım sanayisi toplumu olduğunu belirttiler.
İlimizde üreticilerin, sanayicilerin faydalanabileceği 3 önemli kanun bulunduğunu, bunların;
- Büyükşehir Belediyesi Kanunu
- Tarımsal Organize İhtisas Bölgeleri Kanunu
- Araştırma Alt Yapıları Kanunu
olduğunu, bölgemizin ivme kazanabilmesi için yatırımcıların bu kanunlardan faydalanmaları gerektiğini, girişimcilere önemli fırsatlar tanındığını, yerel üretici sınırlaması olmadığını yani istenirse başka ilden hatta başka ülkeden dış ortaklarla birlikte çalışılabileceğini ifade ettiler.
Gaziantep ilinde sanayinin en az %60 oranında gıda tarım ve hayvancılık kaynaklı olduğunu, bölgede arz ve talep konularında sıkıntı olmadığını, tek sıkıntının dönemsel fiyat dengesizliği olduğunu bunun da Okul Sütü projesi ile giderilebileceğini belirttiler.
Çiftlik yönetiminde sistem kurulmasının çok önem arz ettiğini, dıştan içe düşünülürse coğrafi konum gereği çevremizde yer alan, ihracat yapılabilecek ülkelerin stratejik çevreyi, Ülkemizin görev çevresini, Gaziantep ilinin ise Sistemin iş çevresini oluşturduğunu belirttiler.
Kültür, politika, ekonomi ve teknolojinin sistemin en önemli indikatörleri olduklarını, işletmede bir sorun varsa çözümün bunlarda aranması gerektiğini ifade ettiler. Yapılacak olan en önemli iş "yeni fikirler ve bunlarla ortaya çıkacak olan yeni teknolojilerdir" diye eklediler.
Aslında her ilin, her bölgenin, her ülkenin bir çiftlik olduğunu, sistemi yürütmek için Agroparklar (Tarım Teknoparkları) kurulması gerektiğini, küçük aile işletmelerinde çiftlik sistemi oluşturulması gerektiğini, Tarımsal Organize İhtisas Bölgeleri Kanunu'nun ilçelerdeki sorunları çözmek için, Araştırma Alt Yapıları Kanunu'nun ildeki sorunları çözmek için çıktığını, Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun bu ikisini paydası olmak için çıktığını ifade ettiler.
Çiftlik sisteminin oluşturulabilmesi için öncelikle işletmelerin tipolojilerinin belirlenmesi gerektiğini ve küçük işletmelere de saygı gösterilmesi gerektiğini, bölgeler belirlenirken homojen yapıdaki işletmelerin içine alacak şekilde seçim yapılması gerektiğini belirttiler.